ERSAN ÖZÇELİK
  KUŞ AVCISI
 

 

KUŞ AVCISI
 
                  Bir varmış Bir yokmuş, ülkesinde avcının biri kuşlara meraklı
            imiş.
                  Hem yemeye meraklı, hem de tutup kafese kapatıp seyretmeye,
            söyletip dinlemeye
                  Kurmuş ormanın kuytusuna kapanı, yatmış pusuya. Tüyleri
            alacalı bulacalı nadir bulunur az rastlanır cinsinden bir kuş da
            gelmiş girmiş kapanın içine.
                  Avcı ortaya çıkınca kuş yalvarmaya başlamış.;'' Avcı avcı
            bırak beni gideyim. Yemeğe kalksan ufacığım, pişirdin mi benden bir
            lokma bile et çıkmaz. Kafese kapatsan ağzımı bile açmam,ne şakırım
            ne konuşurum, ama beni özgür bırakacak olursan sana üç öğüt veririm
            ki hem çok mutlu olursun yaşamda, hem de çok başarılı.''
                  Avcı düşünmüş taşınmış: ''Eh söyle , ver bakalım şu üç öğüdünü
            o zaman bırakırım seni,'' buyurmuş....
                  '' Önce...'' demiş, kuş
                  1.Sağduyuya, akla aykırı düşecek hiç bir şeye inanma
                  2.Yaptığın hiç bir şeyden pişmanlık
            duyma,gerçekleştiremeyeceğin şeyler için üzülme
                  3.Asla ama asla olanaksızın peşine takılma....
                  Avcı şöyle bir bakmış kuşa,'' Bu söylediğin büyük cevherler
            değil, ben zaten yaşamımda her an bu prensipleri uyguluyorum. Ama
            fazla işe yarayacak bir kuş değilsin, o yüzden sözümü tutup seni
            bırakacağım,'' demiş.
                  Kuş fırlamış yakındaki bir ağacın tepesine, açmış ağzını
            yummuş gözünü.. '' Avcı avcı salak avcı sen beni herhangi bir kuş mu
            belledin? Ben bütün kuşlardan daha farklı bir kuşum. Kalbim yakuttan
            benim. Kalbimin yerinde kocaman bir yakut var, beni kesip kalbimi
            çıkarsaydın dünyanın en zengin adamı olacaktın. Salak avcı...
            dönmüş, bağırıp çağırmaya başlamış...
                  ''Avcı seni yine yakalayacağım....'' diye tepinmeye başlamış,
            deliye dönmüş hırsından.Hemen ağaca tırmanmaya başlamış.
                  Kuş ağacın en üst dallarından birine adamın erişemeyeceği bir
            yere konmuş. Avcı üst dala erişip de kuşu yakalayayım derken
            yuvarlanmış ağaçtan ....
                  ''Nasılsın bakalım?'' demiş kuş, '' Öğütlerimi beğenmemiştin,
            ben bunların hepsini zaten biliyordum demiştin. Ben sana ne dedim
            önce? sağduyuya akla ters gelecek hiç bir şeye inanma. Be adam kalbi
            yakuttan kuş olur mu? Hemen inandın, gözün döndü.Yaptığın hiç bir
            şeyden pişmanlık duyma, yani sonradan pişman olmamak için bir şeyi
            yapmadan önce iyice düşün taşın, dedim. Beni bıraktın, ardından da
            hemen bıraktığına pişman olup peşime düştün. Üçüncü
            öğüdüm,gerçekleşmesi olanaksız bir şey için boş yere gücünü
            harcamaydı. Sen beni nasıl yakalarsın, ben kuşum,uçmuş uçmuş en üst
            dala konmuşum. Sen oraya nasıl erişirsin be adam? demiş.. ve uçmuş
            gitmiş...
 
  75728 ziyaretçi (124788 klik)  
  Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol