ERSAN ÖZÇELİK
  ERZURUM
 

Location of Erzurum
Erzurum

, Türkiye'nin Erzurum ilinde bulunan bir şehir. Tarihin ilk dönemlerinden beri bir yerleşim yeri olan Erzurum günümüzde de Türkiye'nin 14. ve Doğu Anadolu Bölgesinin en büyük kentidir. İl nüfusunun yaklaşık 50,000'ini öğrenciler oluşturur. Toplam nüfus 769.085 kişi, büyükşehir nüfusu 367.250 kişidir. Tarihi yapısı ve tarihi eserler bakımından bölgede çok önemli rol üstlenmektedir.

Erzurum

Kökenbilim

Erzurum isminin açıklaması şöyledir: Şehir, Selçuklu Sultanlarının bölgeye gelmesiyle Anadoluda ilk ele geçirdikleri yerlerden biri olmuştur. O dönemde Anadolu, Romalıların (Rum) ülkesi olarak bilindiğinden Selçuklular bu şehrin adını Arapçadaki karşılığı "Arz-u Rûm" yani "Rum Toprağı" olarak isimlendirmişlerdir.

Tarihçe

Bugünkü Erzurum şehrinin bulunduğu yerde, daha önce tarihin çeşitli dönemlerinde Karin, Karna, Garin, Kornoi, Kalai ve Karnak şeklinde isimlendirilen bir şehir bulunduğu bilinmektedir. Yine aynı tarih dönemlerinde Erzurum Ovası’nın batı bölümünde Erzen, Erzeron isimli bir şehrin var olduğu tarihi kaynaklarla sabittir.
Bizanas İmparatorlarından II. Teodosious (M.S. 408-450) zamanında Erzurum Ovası’nı doğudan gelen İran saldırılarından korumak amacıyla, Karin şehrine hakim bir tepe üzerinde bir kale inşa edilmiş olup, kale içindeki şehre de imparatorun adına izafeten “ Teodosiopolis” adı verilmiştir. Bugünkü Erzurum şehrinin yerinde kurulmuş olan Karin (sonradan Teodosiopolis ) ile Erzurum Ovası’nın batı bölümündeki Erzen şehri iki ayrı şehirdir.
 

Bizans kaynaklarında Teodosipolis olarak geçen şehre, Araplar Kalikala adını vermişlerdir. Kalikala Arapça’da “Kali’nin ihsanı” anlamına gelmektedir. Arap tarihçilerden Belazuri (ölümü 892) ye göre, şehir bu adını kurucusundan almıştır. Bizans döneminde bölgeyi ele geçiren bir beyin karısı olan Kali, bir şehir yaptırmış ve şehre de Kalikala adını vermiştir. Araplar bu isim kendilerine göre Kalikala şehrinde kullanmışlardır.
M.S.1048 ‘de Doğu Anadolu’yu fethetmek üzere Bizans topraklarına giren Selçuklu Türkleri , Yinal oğlu İbrahim Bey komutasında, ovanın batısında ki Erzen (Arze) i zaptetmişlerdir. Erzen’in bu kuşatmada bi harabe halini almasından sonra, geride kalanlar bugünkü Erzurum şehrinin bulunduğu yerdeki Kalikala’ya sığınmışlar ve şehre de Erzen adı vermişlerdir. Saldırılar sonucunda harap olmuş asıl Erzen şehrine ise Türkler , Kara Erzen demişlerdir. Bu isim zamanla halk dilinde Kara Arza, Kara Arz ve nihayet Karaz şeklinde söylene gelmiştir.
Erzurum’la ilgili muhtelif tarihi metinlerde, kitabelerde ve basılan paralarda Erzi-i Rum, Erzen-ir Rum , Arz-ı Rum isimleri kullanılmıştır. Erzurum adı bu isimlerin halk dilinde kullanılmasına göre şekil almış ve günümüze kadar gelmiştir.


BİZANS DÖNEMİNDE ERZURUM

Roma İmparatorluğunun M.S. 395’ de ikiye ayrılması sonucunda kurulan Doğu Roma İmparatorluğu döneminde, Erzurum ve çevresi bu İmparatorluğun egemenliği altına girmiş, ancak Doğu Roma egemenliği sürekli olamamıştır.M.S. 395’ den VII. yüzyılın sonlarına kadar bölge üzerinde Bizans ile Sasani Devletinin mücadeleleri olmuştur.
M.S. 408 - 450 yılları arasında Bizans İmparatoru olan ikinci Teodosious zamanında, Erzurum ve çevresi işgal edilmiş ve İmparatorun komutanlarından Anatolius tarafından bugünkü Erzurum şehrinin bulunduğu yerde bir tepe üzerine, bugünkü Erzurum kalesi inşa ettirilmiştir.O zamana kadar Kalikala olarak adlandırılanErzurum şehri, bu tarihten sonra İmparatorun adına izafeten Teodosiopolis şeklinde isimlendirilmiştir.
Şehir ve çevresi 504 yılında İran’ dan gelen Sasanilerin eline geçmiş, ancak kanlı çarpışmalardan sonra, Bizanslılar şehri tekrar geri almışlardır.


SELÇUKLULAR DÖNEMİNDE ERZURUM

Selçukluların bölgede ilk olarak belirmeleri XXI. Yüzyılın başlarına rastlar. Bizans yönetiminin yöre halkına iyi davranmaması nedeniyle bozulan idari ve siyasi ortam, Selçukluları küçük topluluklar halinde bölgenin muhtelif kesimlerine yerleşmelerine imkan sağlamıştır.
Selçuklular tarafından Erzurum ve çevresine yöneltilen ilk askeri hareket 1048 yılında gerçekleştirilmiştir. Büyük Selçuklu Sultanı tarfından Erzurum ve çevresini fethetmekle görevlendirilen Azerbaycan valisi İbrahim Yınal ve Gence valisi Kutalmış Beyler, Eleşkirt üzerinden Pasinler ovasına inmiş ve oradan Erzurum üzerine yürüyerek, Erzurum kalesini kuşatmışlardır. Ancak, kuşatmanın uzun süreceğini gördüklerinden Erzurum Ovası’ nın batı bölümünde yer alan zengin Erzen şehrine yönelmişlerdir. 6 gün süren bir kuşatmadan sonra Erzen Selçuklu ordusu tarafından ele geçirilmiştir.Erzen halkı, Teodosiopolis olarak isimlendirilen bugünkü Erzurum şehri kalesine sığınmak zorunda kalmıştır. Erzen şehri bu kuşatmadan sora yıkılıp yakılmış ve bir kez daha imar edilmeyerek harabe şehir halini almıştır.Bu yıkımdan sonra şehre Kara Erzen denilmeye başlanmıştır.Bu sözcük, halk dilinde zamanla Karaz şeklinde telaffuz edilegelmiştir.
Selçukluların Erzurum üzerine düzenledikleri ikinci büyük sefer, 1054 yılında Büyük Selçuklu Hükümdarı Tuğrul Bey tarafından gerçekleştirilmiştir.Ordusuyla Pasinler Ovasına geçen Tuğrul Bey, Erzurum’a gelmiş ancak Erzurum kalesinin surlarını aşamayacağını anlayarak kuşatmadan vazgeçmiştir.Bu tarihten, Anadolu’ nun kapılarını Türklere açan ve Doğu Anadolu’ da kesin Türk hakimiyetini getiren günlerin müjdecisi olan Malazgirt zaferine kadar, Selçuklular tarafından Erzurum üzerine askeri bir sefer düzenlenmemiştir.
1071 Malazgirt zaferinden sonra, Erzurum ve çevresi büyük Selçuklu Sultanı Alparslan tarafından Ebl – ul Kasım’ a verilmiştir.Eb – ul Kasım ,Melik Danişment Ahmet Gazi ve Emir Mengücek gibi, Doğu Anadolu’ nun fethi için Büyük Selçuklu Sultanı tarafından görevlendirilen ve yaralı hizmetleri olan bir Selçuklu komutanı idi. Erzurum’ da kurulacak ve sonradan Eb- ul Kasım’ ın torunlarından birisi olan Saltuk Bey’ in adı ile anılacak olan beyliğin kurucusu olan Eb – ul Kasım, yörenin Selçuklu egemenliğine girmesi yönünde büyük çabalarda bulunmuştur. Merkezi Erzurum olan Saltukoğulları Beyliğinin sınırları içine zamanla Bayburt , İspir, Koçmaz, Micingert, Oltu ve Tercan gibi önemli kale ve yerleşim yerleri dahil edilmiştir.


İLHANLILAR DÖNEMİNDE ERZURUM

Erzurum’ un tam olarak İlhanlı hakimiyeti altına girmesi,Gazan Mahmut Han zamanında ( 1304 – 1317 ) rastlar.Gazan Han’ dan sonra başa geçen Olcaytu Han zamanında, Erzurum şehri büyük ölçüde imar edilmiştir. Bu döneminde yine bir çok tarihi eser inşa ettirildi. Olcaytu Han’ dan sonra başa geçen Ebu Said Bahadır Han zamanında, Erzurum’ un yönetimi Sultanın veziri Emir Çoban’ ın oğlu Timurtaş’ a verildi.Emir Çobanla İlhanlı Sultanının arası bozulunca, Bahadır Han, İrencin Noyan adlı komutanını Erzurum üzerine gönderdi, bu durumdan korkan Timurtaş Mısır’ a kaçtı. Erzurumun yönetimi de sonradan Eretna Bey’ e verildi. 50 yıl kadar Eretna Beyleri tarafından yönetilen Erzurum ve 1385 yılında Karakoyunlu Beyi Kara Mehmed’ in eline geçti.

KARAKOYUNLULAR VE AKKOYUNLULAR DÖNEMİNDE ERZURUM

Karakoyunlu egemenliği uzun sürmedi.1387’ de, Timur Kara-Koyunlu egemenliğine son verdi.Erzurum’ a vali olarak torunu Gıyaseddin Sagar’ ı tayin etti.Bu sırada şehirde yönetime karşı başkaldırılar süregeldiğinden, Timur 1400’ de tekrar Erzurum’ a geldi.Yönetime karşı çıkan halkın bir kısmını kılıçtan geçirdi. Timur’ un ölümünden sonra ( 1404), Erzurum şehri, Karakoyunlular ve Akkoyunlularla, Timur’ un oğlu Şahruh arasındaki kanlı çarpışmalara sahne oldu. Bu dönemde şehir önemli ölçüde tahrip edildi.
Doğudan gelen istilacıların Anadolu’ ya girişte karşılaştıkları en önemli askeri üs olma özelliğine sahip Erzurum’ un, Anadolu tarihinin en kanlı ve kargaşalarla dolu bu yüzyılında birkaç kez daha yağmaya uğradığı, tahrip edildiği ve halkının kılıçtan geçirildiği bilinmektedir.Bu saldırılar şu şekilde özetlenebilir.
1421’ de Timur’ un oğlu Şahruh, Erzurum ve çevresini zaptetti, ve kaleyi kuşattı, ancak şehri alamayarak geri döndü.
1434’ de Karakoyunlularla olan mücadelelerinde Şahruh’ u destekleyen Akkoyunlu Beyi Kara Yülük Osman, Erzurum’ u kuşattı ve ele geçirdi.
1435’ de bu kez Karakoyunlu hükümdarı İskender Bey’ in eline geçti.
1458 ve 1466’ da Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan, Gürcistan seferi sırasında Erzurum’ dan geçti, 1468 yılında ise şehre hakim oldu.

OSMANLI DÖNEMİNDE ERZURUM

Erzurum ve çevresinin Safevi Devletinin etki alanı içinde kalması sadece 15 yıl sürdü.Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, Mısır seferinden dönüşte Kars ve Pasinler üzerinden Erzurum’ a geldi ve şehir çevresi 1517 yılında Osmanlı topraklarına katıldı. Yüzyıllar boyunca şehrin kaderine hakim olan kargaşa, yerini Osmanlı Devletinin, huzur ve sükun dolu yönetimine terk etmiştir.
Kanuni Sultan Süleyman zamanında Erzurum kalesi tahkim edildi ve şehir baştan başa imar edildi.Kanuni’ nin birincisi 1534, ikincisi 1548 yıllarında İran üzerine düzenlediği seferlerde, Erzurum şehri, Osmanlı ordusuna önemli bir askeri üs vazifesi gördü.
Kanuni, İran seferinden dönüşte (1535) Dulkadirli Mehmed Han’ ı Erzurum Beylerbeyliğine tayin etti.Erzurum şehri ise o dönemde beylerbeyliğine bağlı bir sancak durumundaydı. Erzurum Beylerbeyliğinin sınırları, kuzeyde Doğu Karadeniz Dağlarından Ordu’ daki Bolaman Deresine batıda Reşadiye, Zara, Koçhisar ve Kemah’ a, güneyde Pülümür, Kiğı ve Malazgirt’ e doğuda Tahir Geçidi ve Pasin Ovasına kadar uzanan bölgeleri içine almaktaydı.Erzurum Sancağı da 10 nahiyeden müteşekkildi.Bunlar, Erzurum Merkezi, Karaz, Geçik, Tekman, Karaş – kali, Aşkale, Serçeme, Cinis, Çermeli ve Ovacık nahiyeleriydi.
Kanuni Sultan Süleyman’ ın ikinci İran seferinde (1548)beylerbeyliğinin sınırları daha da büyütüldü ve kuzeydeki Gürcü kalıntıları ortadan kaldırıldı.1552 yılında şehir İranlılar tarafından ele geçirilmek istendi, Erzurum Beylerbeyi İskender Paşa komutasındaki beylerbeyi ordusunun yenilmesine rağmen, Erzurum kalesi İranlılara teslim edilmedi.Artan İran baskıları karşısında Kanuni Sultan Süleyman 1553 yılında İran üzerine yeni bir sefer düzenledi, sefer dönüşü (1554) Erzurum’ a gelerek şehrin yıkılan kalesini tamir ettirdi.


MİLLİ MÜCADELEDE ERZURUM

Anadolunun hiçbir yerinde I. Dünya Savaşının dehşeti Erzurumdaki kadar görülmemiştir. Harp, göç, katliamlar, tifüs gibi çeşitli felaketler her şeyi yok etmişti.
30 Ekim 1918de Mondros Mütarekesi nin imzalanmasıyla bölgede yeni bir durum ortaya çıkmış, mütarekenin 7 ve 24. maddeleri Erzurum halkını büyük bir telaş ve kuşkuya sevk etmiştir. Bu maddeler Vilayet-İ Şarkıye yi adeta Ermenilere peşkeş çekiyordu. Doğu Anadoluda Ermenilerin büyük Haycsdan (Ermenistan) idealleri karşısında Erzurum insanı kendi üzerine düşen milli görevi yerine getirerek, 10 Mart 1919da Vilayet-i Şarkıye-i Müdataa-i Hukuk-u milliye Cemiyeti nin bir şubesini Erzurum da açtı.

MUSTAFA KEMAL PAŞA ERZURUMDA

İstanbul Hükümeti, İtilaf Devletlerinin baskıları sonucu, Anadoluda asayişi sağlamak amacıyla ordu müfettişlikleri teşkil etli. Bu tasarı gereğince. Doğu Anadolu da ki 9. Ordu Müfettişliğine Mustafa Kemal Paşa tayin edildi. Mustafa Kemal Paşa ya verilen talimata göre, Trabzon, Erzurum, Sivas, Van Vilayetleriyle Erzincan ve Canik müstakil livalarına gereken emirleri verebileceklerdir. Mustafa Kemal Paşa ya verilen bu geniş talimattan da anlaşılacağı üzere, O nun görevi yalnızca Samsun ve havalisindeki asayişsizliğe son vermenin ötesinde idi. Anadolu ya ayak basar basmaz yapmaya başladığı işlerde bunu ortaya koymaktadır.
Mustafa Kemal Paşa 3 Temmuz 1919da Erzuruma geldi, ilk karşılama merasimi Erzurumun batısında on yedi kilometre uzaklıktaki Ilıca da yapıldı.
Mustafa Kemal Paşa Erzuruma gelişinin ertesi günü 4 Temmuzda Erzurum Müdafaa-i Hukuk Cemiyetini ziyaret etti.
Mustafa Kemal Paşa, 5 Temmuz 1919da yakın arkadaşları ile bir toplantı yaptı. Toplantıya Karabekir Paşa, Rauf Bey, Eski Vali Münir Süreyya, Ordu Müfettişliği Kurmay Başkanı Kazım Beyler katılmışlardı. Toplantıda bulunanlar, Mustafa Kemal Paşa ya sonuna kadar yardım edeceklerine, onu lider olarak kabul ettiklerine dair söz verdiler.


ERZURUM KONGRESİ
(23 TEMMUZ - 7AĞUSTOS 1919)

Erzurum Kongresi, I. Dünya Savaşı’nın uğursuzluğunu acımasız maddeleri ile tamamlayan Mondros Mütarekesi’nin (30 Ekim 1918) uygulanmaya başlandığı tarihlere rastlamaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun imzalamak zorunda kaldığı mütarekenin 24. Maddesi: “Vilâyat-ı Sitte’de karışıklık çıktığı takdirde, bu vilâyetlerin herhangi bir kısmının işgal hakkını İtilâf Devletleri muhafaza ederler” şeklinde düzenlenmişti. Söz konusu vilâyetler: Erzurum, Van, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır ve Sivas vilâyetleridir ve mütareke belgesinin İngilizce olan metninde bu vilâyetler “Ermeni Vilâyetleri” olarak ifade edilmiştir. Bu durum, öteden beri varlığı hissedilen Ermeni tehlikesini tekrar gündeme getirmiş ve meseleye yönelik duyarlılık ilk olarak kendini, İstanbul’da, “Vilâyat-ı Şarkıyye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti”nin kurulmasıyla göstermiştir.(Aralık 1918) Daha sonra Mart 1919’da Erzurum’da bu cemiyetin bir şubesinin açılmasıyla beraber bölgedeki teşkilatlanmanın öncülüğü yapılmış, bundan sonra Erzurum, Milli Mücadele’nin temellerinin atıldığı önemli merkezlerden biri haline gelmiştir. Şehrin Ermenilere verileceği söylentileri bir panik havası yaratmış, bu ortamda halk cemiyete sıkı sıkıya bağlanıp bölgenin ve vatanın kurtuluşu için çare yolları aramaya başlamıştır.
Bu süreç içerisinde toplanan Erzurum Kongresi, savaşlar, antlaşmalar ve mücadelelerle uzayıp gelen tarih zincirinin önemli bir halkasını oluşturmuştur.

Kongrenin ilk günü yapılan oylama ile Mustafa Kemal Paşa, Kongre başkanı seçilmiştir. 23 Temmuz’da başlayıp, 7 Ağustos’a kadar süren kongrede alınan kararlar şu şekilde özetlenebilir:

1- Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür ayrılık kabul edilemez;
2- İşgal ve müdahaleler sonucu Osmanlı Devletinin dağılması halinde millet tek vücut olarak yurdunu savunacaktır;
3- Vatanın bağımsızlığını korumaya İstanbul Hükümeti’nin gücü yetmediği takdirde, geçici bir hükümet kurulacaktır.
4- Bu hükümet milli kongre tarafından seçilecektir;
5- Kongre toplantıda değilse bunu Heyet-i Temsiliye üstlenecektir;
6- Kuvâ-yı Miliyeyi etken ve milli iradeyi hakim kılmak esastır;
7- Hıristiyan azınlıklara siyasî hakimiyet ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez;
8- Manda ve himaye kabul edilemez; Milli Meclis’in hemen toplanmasını ve hükümet işlerinin meclis denetiminde yürütülmesini sağlamak için çalışılacaktır



Nüfus

Türkiye'nin 10. büyük kenti olan Erzurum büyükşehir statüsüne kavuştuktan sonra Merkez ilçe 2008 yılında 5747 sayılı kanun ile Palandöken, Aziziye ve Yakutiye olmak üzere 3 ilçeye ayrılmış, yine aynı kanun ile daha önce ilçe olan Ilıca'nın ismi Aziziye olarak değiştirilmiş ve Büyükşehir Belediyesine bağlanmıştır.
İl genelinde değişik etnik gruplar ve kültürler görülür. Genelde dadaş diye tabir edilen Türk nüfus Erzurum merkez olmak üzere Ilıca, Pasinler, Köprüköy, Narman, Oltu, Çat'ın bir kısmı gibi ilçerde; Kıpçak Türkleri ise daha çok Tortum, Uzundere, Oltu,Olur ve Şenkaya ilçelerinde belli oranda mevcuttur.İspir ve Pazaryolu ilçelerinde azda olsa Bayındır ve Çepni Türkü aileler vardır. Kürtler ise merkezde de belli bir nüfusa sahip olmakla birlikte güney ilçeleri olan Karayazı, Tekman, Hınıs, Karaçoban, Çat, Horasan gibi ilçelerin büyük çoğunluğunu oluştururlar.ayrıca Oltu,Şenkaya Tortum Köprüköy,Pasinler ve Narman ilçelerinde 'de Kürt nüfus mevcuttur. Zazalar' ise Alevi kesimi daha çok Hınıs,Aşkale,Tekman,ve Çat ilçelerinde belli oranda vardır.[3]Hemşinliler ilde az nüfüsa sahip olmalarına rağmen, kültürleri ve yaşam tarzları dikkat çekiçi bir topluluktur. Müslüman Ermeniler olarak da bilinen, Osmanlı döneminde hıristiyanlıktan müslümanlığa geçirilen [kaynak belirtilmeli] Hemşinliler, 1850'li yıllardan sonra Rize'nin İkizdere ve Çamlıhemşin ilçelerinin dağlık ve yüksek kesim Hemşin köylerinden aileler halinde gelip yerleşmişlerdir. Başta Tortum ve İspir'in belli bir bölümünde olmak üzere ilin merkez ve ova köylerinde yerleşiktirler. İlde Poşa diye adlandırılan Romanlar il merkezinde, Oltu, Olur, Şenkaya ve Uzundere ilçelerinde bulunmaktadırlar.

Şehir merkezinin nüfus verileri de yıllara göre aşağıdaki gibidir:

Yıllara göre merkez nüfus veriler
2011 783.810
2010 688.551
2009 649.551
2000 502.588
1990 462.501
1980 342.881
1970 240.548
1960 100.056
1955 85.763
1950 59.057
1945 50.091
1940 47.916
1935 33.425
1927 31.771

Turizm

Erzurum'da kış turizmi gelişmiştir. Şehrin en önemli turizm kaynağı Çifte Minareli Medrese ve merkeze üç kilometre uzaklıktaki Palandöken Dağı'dır. Palandöken Dağı 2011'de Üniversite Oyunları'na ev sahipliği yapmıştır.

Coğrafi Özellikleri

Erzurum, Doğu Anadolu bölgesinde 39°- 55 kuzey enlemi 41-16 doğu boylamı üzerinde bulunmaktadır. İl, kuzeyden Artvin-Rize, batıdan Gümüşhane-Erzincan, güneyden Bingöl-Muş, doğudan Ağrı -Kars illeri ile çevrilmiş olup genel sınırları içinde 24.768 km2 dir. Merkez ilçesinin alanı 2.892 km2 dir. .

Erzurum, Fırat nehrinin başlangıcı olan Karasunun yukarı havzasında kendi adı ile anılan geniş Erzurum Ovasının güneydoğusundaki Palandöken dizisinin Eğerli Dağ (2974 m.) eteğinde ve deniz seviyesinden 1850-1980 m. yükseklikte eğimli bir yüzeyde bulunmaktadır. Doğu-batı yönünde ovalık Pasinler-Erzurum ovaları kuzey-güney yönünde dağlık görünüştedir. Her iki ova, tektonik olaylar sonucu kırılmalardan meydana gelmiş çöküntü ovalarıdır. Kuzeydeki dağlar: Doğudan batıya doğru Çilligül, Yeniköydüzü, Ziyaret Tepesi, Kargapazarı, Gavur Dağları Dumlu Tepesi Yeşerçöl, Kop dağlarıdır 

Güneydekiler: Akbaba, Sakaltutan, Nalbant, Şahveled, Alibaba, Dumanlı, Turnagöl, Palandöken ve Karagöl dağlandır. Kent, Anadolu-Kafkasya-İran demiryolu bağlantısında olup ortaçağdan beri, İran-Hind ve ortaasya ticaretinin Akdeniz ülkelerine giden yol boyu üzerinde çok önemli bir konaklama ve canlı bir alış veriş Ticaret merkezi oluşmuştur. Tiflis-Kars üzerinden gelen Kafkas yolu ve Tebriz-Doğubeyazıttan geçen Kuzey İran yolu; diğer taraftan Sivas üzerinden Diyarbakır-Irak-Suriye-Basra körfezine ve Akdeniz kıyılarına giden yollar ile, yine Sivas üzerinden Ankara-İstanbul, Ankara-İzmire giden yollar burada birleşir. Kuzey Anadolu dağlarını Kop ve Zigana geçitleri üzerinden aşarak Trabzonda Karadenize ulaşan transit yoluda Erzurum’dan geçmektedir. Bu tarihi yollara ilaveten Erzurum İspir üzerinden Rizeye, Bingöl üzerinden Diyarbakır iline bağlanmış durumdadır.

SICAKLIK

Erzurumda en sıcak ay Ağustos, en yüksek sıcaklık ortalaması 19° 6C. dir. Yıllık yüksek sıcaklık ortalaması 11° 5C. dir. Yapılan istatistiklere göre Temmuz ayında en yüksek sıcaklık ortalaması 26° Ağustosta en yüksek ortalaması 26° 6C. dir. Toprak üstü ortalama sıcaklık: 5°C 204.4 gün, lO°C 149.2 gündür. Donlu günler ortalaması 156,6 dır. Aralık ve Ocak ayları bütünü ile donlu geçmektedir. Şiddetli donlu günler Kasım, Aralık, Ocak, Şubat, Mart aylarında devam etmektedir. 0° ve altındaki en erken donlu gün Ekim sonunda başlar, Mayıs ortalarında biter. Erzurumda şiddetli ve uzun bir kış mevsimi hüküm sürmektedir.

RÜZGAR

Bölge ekseriyetle Sibirya antisiklonu ve Basra siklonu etkisi altındadır. Kış aylarında Sibirya antisiklonunun etkisinde bulunmaktadır. Rüzgar SE(Keşişleme), SW(Lodos), S(Kıble) yönlerindendir. ilkbaharda, Sibirya antisiklonunun etkisi yavaş yavaş azalmaya başlar, kararsız bir rüzgar ve sıcaklık hüküm sürer. Mayıs sonlarından itibaren kararsız haller de ortadan kalkar. Yaz mevsiminde Asyada geçici olarak teşekkül eden termal siklon merkezinin etkisi altındadır. Rüzgarlar Güneydoğusu”, Poyraz ve Yıldız yönlerindendir. Sonbaharda Basra termal siklonunun etkisi altındadır. Rüzgarlar Keşişleme ve Kıble yönlerindendir. Özet olarak şehirdeki rüzgarlar çok yönlü ise de hakim rüzgar Lodos yönlerindendir.

NEM

Nisbi nem ortalaması %6l dir. Kenti etkileyen basınç merkezlerinin sık sık değişmesi, sıcaklığın fazla düşük olması nedeniyle nem aynı seviyede kalabilmektedir.

KAR YAĞIŞI

En erken 20 Ekimde yağmaya başlar, 15 Mayısa kadar devam eder. Merkez ilçede yılın 79.7 günü açık, 200.8 günü bulutlu, 84.7 günü ise kapalı geçmektedir. Kar yağışlı günler sayısının 50.1 olduğu Erzurum il merkezi, yılın 113.6 günü karla kaplı kalmaktadır. Yine Merkez ilçede 15.9 günün sisli, 7.5 günün dolulu, 41.5 günün ise kırağılı geçtiği belirlenmiştir.

AKARSULAR

Erzurum akarsu kaynakları bakımından çok zengindir. Türkiyenin en yüksek yerlerinden olan il toprakları, sıradağlar ve yüksek yaylalarla kaplıdır. Karların erimeye başladığı Mart sonlarından Haziran sonlarına değin akarsular için Kabarma dönemidir. Akarsu yataklarının derin olması nedeniyle genellikle su taşkınlığı meydana gelmez. Erzurum İli, Çoruh, Aras ve Fırat havzalarının birleşme noktasındadır. Üç havza ana akarsu kaynaklarını Erzurum dağlarından alır.
- Karasu Fırat ırmağının en önemli koludur. Erzurum ovasının kuzeydoğusundaki Dumlu Dağının eteklerinden doğar. Gürcü boğazını geçtikten sonra, Kargapazarı Dağından gelen küçük bir çayla birleşerek Erzurum Ovasına girer daha sonra güneybatı yönünde akarak Erzurum Ovasını geçer. Ovanın batısında, Ovacık yaylalarından gelen Serçeme deresini alır ve 60 km uzunluğundaki Aşkale Boğazına girer. Erzincan istikametine akan Karasu daha sonra Erzurumun Palandöken dağlarından kaynayan Tuzla suyunu da kendisine katarak yolculuğuna devam eder.
- Çoruh Irmağı: Mescit Dağının batı yamaçlarından doğar, fazla derin olmayan bir vadide batıya doğru akar. Daha sonra Gümüşhane il toprakları içerisine girer, kuzeye yönelerek Bayburt iline geçer. Sonra doğuya yönelir, Erzurum İl sınırları içine girer. Çoruh ırmağı, bu noktadan sonra Çoruh vadisi boyunca akar ve Çamlıkaya yöresinde Artvin il topraklarına girer.
- Oltu Çayı: İki ana koldan oluşan Oltu Çayı, geniş bir havzanın sularını toplamaktadır. Birinci kol, Kargapazarı dağlarının kuzeydoğu yamaçlarından çıkar. Oltu ilçesini geçtikten sonra, Kars-Sarıkamış ilçesinin batısında Allahüekber dağlarından çıkan ve Şenkaya ilçe merkezinin içinden geçen ikinci kolla birleşir. Olur ilçesinin güneyinde kuzeybatıya yönelerek Artvin il sınırlarına girer ve Çoruh Irmağı ile birleşir.
- Tortum Çayı: Mescit dağlarından çıkan Tortum Çayı, Tortum ilçesinin de bulunduğu havzanın bütün sularını toplar ve Tortum Gölüne dökülür. Gölün kıyısında büyük bir çağlayan oluşturur. Daha sonra Artvin il sınırında Oltu Çayı ile birleşir.
- Aras Irmağı: Bingöl dağlarının Erzurum il sınırları içinde kalan kuzey yamaçlarından doğar. Tekman Yaylasının bütün sularını toplayan Aras Irmağı Sakaltutan Dağlarının doğusundaki havza içerisinde kuzey yönünde akar. Sakaltutan dağı ile Topçu dağı arasında kalan, derin ve sarp Mescitli Boğazını geçtikten sonra Pasinler Ovasına iner. Burada Yukarı Pasin havzasının sularını toplayarak gelen Hasankale (Pasinler) Çayını alır ve kuzeydoğu yönünde akarak il sınırları dışına çıkar.
- Hınıs Çayı: Tekman Yaylasının güneyini sınırlayan Bingöl Dağlarının doğu yamaçlarından çıkan Hınıs Çayı yaylanın sularını topladıktan sonra doğu yönünde akar. Hınıs ovasının ortasından geçtikten sonra il sınırları dışında Murat Irmağı ile birleşir.

GÖLLER

Erzurum İli göller bakımından zengin değildir. Bölgenin en önemli gölü Tortum Gölüdür. Tortum çayının çevresindeki Kemerlidağdan inen bir toprak kayması sonucu kapanmasıyla oluşmuştur. Tortum Çayı toprak kaymasıyla oluşan seddin doğusunda dolaşır ve burada yaklaşık 50m yüksekliğinde bir çağlayan oluşturur. Hidroelektrik enerji üretimi için değerlendirilen bu göl, turistik yönden de büyük önem taşımaktadır


Erzurum Merkez'de Bulunan Bazı Tarihi Eserler

Kültür ve Sanat

Şehirde bir çok kültürel faaliyet imkânı bulunmaktadır. Erzurum Devlet Tiyatrosu birçok oyun sergilemektedir. Şehirde 3 sinema salonu bulunmaktadır. İhsan Doğramacı Vakfı Özel BilkentErzurum Laboratuvar Lisesi her ay Bilkent Senfoni Orkestrası'nın konserlerine ev sahipliği yapmaktadır.

 
  72190 ziyaretçi (120089 klik)  
  Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol